Ruhunuzun Neye İhtiyacı Var?

pexels-pixabay-236148

Ruh- Zihin- Beden Bütünlüğü

İçsel huzurumuza ulaşabilmek için ruh, zihin ve bedenin bir bütün olarak denge içinde olması gerekmektedir.İnsan varlığı, sadece fiziksel bir beden değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel boyutları da içerir. Ruh, zihin ve beden arasındaki dengeyi sağladığımızda içsel huzurumuza da kavuşmuş oluruz. İlk olarak ruh kavramını ele alarak bu konuya giriş yapabiliriz 

Ruh nedir? 

Ruh kavramı, kadim öğretilerden beri birçok kültür ve dini sistemde önemli bir yer tutmuştur.

Özellikle Hinduizm ve Budizm gibi Doğu dinlerinde, ruh kavramı merkezi bir konu olarak ele alınmaktadır. 

Hinduizm’de, ruh veya atmanın varlığına inanılır. Bu inanışa göre, atmanın reenkarnasyon yoluyla bir bedenden diğerine geçtiği ve sürekli bir evrim ve öğrenme sürecinde olduğu düşünülmektedir.

Ruhumuz bizim özümüz, bizim ölümsüz varlığımız, Yaradan’la bir olan bağlantı halinde olandır. 

Ruhumuz bizim her şeyi bilen, yok olmayan, tüm varlığımızı, varoluşumuzu kapsayan tarafımızdır. 

Böyle bir yerden bakınca ruhumuz bilendir dedik yani ‘Bilge’ olan taraftır. 

Eğer onunla bağlantı içerisinde olursak yaşamımız daha kolaylıkla akar. 

Bilge tarafımız diye Ruh’umuzu adlandırdık. Ancak çoğumuz gerçekten ruhumuzla bağlantı halinde hayatımızı yaşıyor muyuz? Yoksa onunla bağlantı halini yitirmenin hüznü mü kaplıyor kalbimizi?

Ruhumuzun arzularını gerçekleştirdiğimizde mutlu oluruz, kalbimizde çiçekler açar. Mesela benim için şu an bu blog sayfasında düşüncelerimi ve bilgilerimi sizlerle paylaşmak beni mutlu ediyor. Demekki ruhumun arzusunu gerçekleştirebiliyorum.Ruhum ve Zihnim’ in aynı oyunu keyifle oynadığının farkındayım ve bu beni çok mutlu ediyor. 

Ancak bazen zihnimizle- ruhumuz arasındaki dengeyi yitirebiliyoruz. 

Bazen zihnimizin yönlendirmesi ile bir hayat yaşarken, ruhumuz bize bas bas bağırabiliyor. ‘Dur bu şekilde devam edemezsin.  Sen yapmak istiyorsun belki ama ben mutsuzum ve ben yapmak istemiyorum.’ diyebilir. 

Bu gibi durumlarda, ruhumuzun sessiz çığlıkları dilimize dökülmeye başlayabilir… Bizler yeterki onları duyalım. Kendi ağzından dökülen bu sözlere kulak ver. Belki ruhunun sessiz çığlıklarını duyabilirsin. 

Senin dilinden ne dökülüyorsa o an, kalbindeki huzursuzluklar belki de …Ruhun arzularını yerine getirmek istemen, ruhsal huzurunu bulmak istemen, ruhunun sesini dinlemek istemen …

Böyle anlarda kendi ruhumuzun yolundan saptığımızda, ruhumuzla tekrardan bağlantı kurup gerçekten benim ruhumun neye ihtiyacı var diye kendimize sorabiliriz. 

Gerçekten ruhumun ihtiyaçları ne? 

Böyle zamanlarda şimdiki Benliğimiz ile çalışmaktansa Ruhumuzla temas kurmanın yollarını arıyoruz. 

Ruhumla nasıl bağlantıya geçebilirim?

Ruhumuzla bağlantı kurmanın birçok aracı var. Yoga, meditasyon, doğayla etkileşime girmek, Tai chi, zen, reiki gibi. Birçok yöntem ile tekrardan ruhumuzla bağlantı kurabiliriz. 

Ruhumuzla bağlantıya geçmek için psikoterapi de çok etkili bir araçtır. Kendimizin farkına varmak, düşünmek, destek almak, iç dünyamızı keşfetmek, hayat amacımızı ve hayatımızın anlamını keşfetmek için bizlere çok güzel bir kapı aralar. 

Aynı zamanda bilinçaltımızdan gelen bilgeliği keşfetmek ve onun bizlere sunduğu desteği de hayatlarımıza katabiliriz. Bunun için Regresyon Çalışma’sından faydanabiliriz. 

Şimdiki hayatımız gibi bir çok farklı hayat yaşadık. İlk kez biriyle evlenmedik , ilk kez bir işte çalışmadık, ilk kez çocuk sahibi olmadık. Yaşamımıza giren birçok şeyi ilk kez deneyimlemedik. Bu deneyimlerin ruhumuza katkılarını görüp kendimizi kucaklayabildiğimizde, yaşamı daha da bilge bir yerden yaşamaya izin vermiş oluruz. 

Eğer kendi ruhun ile bağlantı içerisindeysen, kendi akışında mutlusundur. 

Eğer kendini akışın içinde hissedemiyorsan, o akış tökezliyorsa, ruhunun ihtiyaçlarını görüp fark edemiyorsan ruhunla tekrardan bağlantıya geçip ihtiyaçlarını fark etmen faydalı olacaktır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top