Ruhsal uyanışımızı birçok yaşam deneyimi tetikleyebilir. Yaşamımızı derinden etkileyen hayat olayları (iş değişiklikleri, iş kaybı, yaşam değişikleri, sevilen bir kişinin kaybı) veya hayatımıza giren kişiler (ruh eşlerimiz, ruh ikizimiz) bizlere ruhsallığımızı tekrardan hatırlatarak uyanışımızı tetiklerler.
Hayatın akışında ilerlerken hiç beklemediğimiz ve ummadığımız bir anda hayatımızı değiştirecek bir olayla karşılaşırız. Araba kazası, depremler, pandemi, içinde bulunduğumuz yaşam şartlarının değişmesi, sağlığımızın bozulması, ağır depresyon, yaşam kaygısı, ölüme yakın deneyim yaşamak gibi birçok deneyim bizlerin ruhsal olarak uyanışa geçmemizi tetikler. Geçirdiğimiz bu yaşam deneyimlerini anlamlandırmak için daha ruhsal bir bakış açısı geliştirmemiz gerekir.
Bir önceki paragrafta saydığım tüm hayat deneyimlerden en az bir tanesini tüm insanlığın deneyimlemiş olduğunu tahmin edebiliyorum. Peki neden hepimizin ruhsal uyanışı tetiklenmesine rağmen hepimiz uyanamıyoruz veya uyanmak istemiyoruz?
İlk olarak uyanmak için uyuyor olduğumuzu fark etmemiz gerekir. Bu gerçeklik bile başlı başına bir çok kişi yüzleşmesi ağır olan bir gerçeklik olabilir. Bazı kişiler yaşamın içerisinde daha derin bir gerçeklik bulmak için kendilerini hazır hissetmeyebilirler. Herkesin ruhunun bu yaşam dilimi içerisinde gerçekleştirmesi gereken hayat amacı ruhani olarak aydınlanmak olmayabilir. Ruhsal olarak uyanışa geçebilmemiz için ruhumuzun tekamülde belirli düzeyde bir olgunluk içerisinde olması gerekir. Ancak ruhsal olarak o basamakları geçmiş isek veya o basamakları geçme niyeti ile bu dünyada bedenlendiysek böyle bir uyanışa geçebiliriz.
Ne yazık ki kaderinde ruhsal olarak uyanışa geçmek niyetiyle bu hayata doğan her ruh böylesi bir farkındalık içerisine geçemeyebiliyor. Çoğu insan içlerinde bulundukları çaresizlik hissine tutunmayı tercih edebiliyorlar. Kendi hayatımız içerisinde kendimizi mağdur, bir şeylerin veya birilerinin kurbanı hissedebiliyoruz. Bu hissettiğimiz duygulardan özgürleşmek niyetinde olamayabiliyoruz.
Bunun oluşması için gereken çabayı göstermek zor geliyor olabilir. Bazı gerçekliklerimizle yüzleşmek egomuzun istediği şekilde gerçekleşmeyebiliyor. Sabah uyanmak için yüzümüze soğuk su çarpmak gibi, yüzümüze çarpan gerçekliğin teması ilk anlarda bize huzur ve mutluluk vermeyebilir. Ruhumuzun gerçekliğini araştırırken; şu anki bilincimizle tutunduğumuz ve bizlerin ruhuna hizmet etmeyen şeylerden de özgürleşmeye niyet etmemiz gerekir. Bunu yaparken de ne kadar ruhumuz huzura kavuşmak niyetinde olduysa da egomuz direnç gösterebilir.
Son olarak yaşamda başımıza gelen her olayın neden başımıza geldiğini anlamlandırması gerekenin bizlerin kendisi olması gerektiğini anlamalıyız. Kendi gerçekliğimizin arayışını ancak bizler bulabiliriz. Uyanmayı ilk olarak kendimiz istemeliyiz. Hiç kimse veya hiçbir olay hiçbir kişinin uyanışına tek başına yol açamaz. Ancak bizler istersek bahsettiğimiz uyanışa geçebiliriz.
Bu yazıyı okuyan sen gibi birçok kişi de kendi uyanışı için kendi cevaplarını arıyor. Neden bu deneyimleri yaşadıklarını veya kim olduklarını anlamlandırmak istiyorlar. Herkesin ruhsal uyanışı kendi ruhununun derinliklerini keşfettiği özgün bir yolculuğu beraberinde getirir. Sitemizde kendi yolculuğunda sana ışık tutabileceğin birçok kaynak bilgiye erişebilirsin.