Enerji alanımız yani auramız kendimizi savunmasız ve çaresiz bıraktığımız zamanlarda zayıflar. Bu anlarda kendimizi çevresel enerjilere açık hale getiririz. Böyle zamanlar enerjimizin düştüğü zamanlardır. 

Enerjimiz düştüğünde bizlerin enerjisi daha düşük bir frekansta titreşir. Düşük titreşime sahip olduğumuzda, kendimizi şikayet eden, kurban bilincinde hisseden, korku ve kaygı içinde buluruz. Kendi enerjimizin titreşimin düştüğü zamanlarda enerji alanımıza düşük titreşimli enerjiler çekeriz.

Nasıl ki fiziksel bedenimiz güçsüz kaldığında hastalanırız, aynı şey enerji alanımız için de geçerlidir. Uzun süreli negatif enerjiler bizleri etkisi altına alarak ruhsal sağlımızı etkileyebilirler. Auramızın zayıf düştüğü zamanlarda negatif enerjiler enerji alanımıza girerek bizleri olumsuz yönde etkilerler. Çevremizden nazar, büyü, kem göz, negatif düşünceler ve negatif duygular vb bir çok negatif enerji alabiliriz. Negatif enerjilerin etkisiyle ruh halimizde düşüşler yaşayabiliriz. Kendimizi halsiz, yorgun, uyuşuk, bitkin ve güçsüz hissedebiliriz. Baş ağrısı, akıl bulanıklığı, sebepsiz gezinen ağrılar, uyku problemi ve pozitif kalmakta güçlük gibi birçok sorun yaşayabiliriz.